Kanal İstanbul projesinin trafik ve ulaşıma etkileri hakkında bilgi almak için aşağıdaki yazıya göz atabilirsiniz.
ÇED Raporu’na ek olarak verilen ve Yüksel Proje tarafından Artelia-MTSB katkısıyla 2017 yılında hazırlanmış olan Ek 38: Kanal İstanbul Projesi Trafik Etüt Raporu incelemesi neticesinde şu hususlar ortaya konmuştur.
2007 yılında 56.886 olan İstanbul Boğazı’ndan geçen yıllık toplam gemi trafiği bu yıldan itibaren azalarak 2018 yılında 43.121 düzeyine inmiştir. 2006-2018 yılları arasında yıllık gemi sayısı toplam %24,2 azalmıştır. Toplam trafiğin yaklaşık %20’sini ise tehlikeli madde olarak tanımlanan kimyasal yük, gaz ve yakıt taşıyan tankerler oluşturmaktadır. Bu dönemde, gemilerin ortalama gros tonu %77,5 artarken 200 metreden büyük gemi sayısı %17,6 artmıştır.
Yapılan trafik etüdünde yıllık gemi geçişinin 2070 yılında 86.018 değerine çıkması öngörülmüştür. Trafik Etüt Raporu’nda, Boğazdaki gemi trafiği verilerinin 2005-2016 yılları arasındaki 12 yıllık kısa bir döneme ait olması nedeniyle, gemi tahmininde uzun dönemli tarihsel verilere ihtiyaç gösteren olasılıksal (istatistik) bir tahmin modelinin kullanılmasının mümkün olmadığı belirtilmiştir. Bu nedenle trafik tahminleri etüdü yapan MTSB uzmanlarının tecrübesine dayanan bir senaryo analizi ile gerçekleştirilmiştir. Geleceğe ilişkin bölgesel ve küresel ekonomik büyüme öngörülerinin ne ölçüde gerçekleşeceği belirsizdir ve incelenen senaryoların gerçekleşme olasılıkları ile ilgili bir çalışma yapılmamıştır. İklim krizi karşısında fosil yakıt kullanımına son verilmesi konusundaki uluslararası antlaşmalar, petrol rezervlerindeki beklenen azalmalar, Rusya’nın petrol ihracatını Karadeniz limanlarından Baltık Denizi limanlarına yönlendirmesi ve tanker taşımalarına seçenek olan mevcut ve gelecekte yapılması olası boru hattı projeleri (başta Samsun-Ceyhan petrol boru hattı olmak üzere, Rusya-Türkiye Doğalgaz Boru Hattı, Mavi Akım Gaz Boru Hattı, Bakü-Tiflis-Erzurum Doğalgaz Boru Hattı – BTE ve Trans-Anadolu Doğalgaz Boru Hattı Projesi – TANAP) göz önünde alındığında, İstanbul Boğazı’ndaki gemi trafiği için yapılan “tecrübeye dayanan” tahminlerin projeye temel alınması mümkün değildir. İstanbul Boğazı’ndaki gemi trafiğinin yönetilmesi için uygulamaya sokulmuş olan yeni yönetim teknolojisi ve kuralları ve tek yönlü trafik uygulamasına geçilmesi nedenleriyle kaza sayılarında da 2010 yılından sonra düşüş gözlenmektedir.
Kanal İstanbul Projesi kapsamında bölgede planlanmış olan başlıca ulaştırma yapıları, Karadeniz ve Marmara Konteyner Limanları, Lojistik Merkez ve Küçükçekmece Yat Limanı’dır. Kanal İstanbul üzerinde, biri demiryolu geçişi olmak üzere, toplam sekiz adet köprü geçişi yapılacaktır. Bu köprülerden dördü 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nden daha büyük olup diğerleri de mevcut Boğaz köprülerinin boyutlarına yakın boyutlardadır. Ayrıca, Halkalı-Ispartakule-Edirne konvansiyonel demiryolu hattı ile Sefaköy-Beylikdüzü ve Mahmutbey-Esenyurt metro hatları olmak üzere toplam üç adet metro hattı geçişi planlanmıştır.
Kanal İstanbul projesinin toplam yatırım maliyeti yaklaşık 21,06 milyar ABD Doları olarak öngörülmüştür. Projenin finansal fizibilite analizinde proje alanında gerçekleştirilecek arsa üretimleri sonucunda yapılacak gayrimenkul yatırımlarından sağlanacak gelirin 10,5 milyar ABD Doları düzeyinde olacağı (proje maliyetinin yarısı) öngörülmüştür. Sonuç olarak, Kanal İstanbul projesi, İstanbul’un anayasası olarak kabul edilen 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı’nda yer almayan, işletmeye açılmış olan Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve İstanbul Havalimanı ile birlikte, İstanbul’un henüz yapılaşmamış alanlarını imara açmak amacıyla tasarlanmış bir emlak projesidir.